Klinikler İçin Gelişmiş ve Taşınabilir PEMF Teknolojisi

Magrex-L

MagRex-L, yüksek manyetik alan gücü ve sezgisel kullanıcı arayüzüyle elektromanyetik stimülasyon tedavisinde gelişmiş bir çözüm sunar. 7.5 Tesla’ya kadar ulaşan güçlü manyetik alan kapasitesi sayesinde kas ve sinir uyarımında derinlemesine etki sağlar. 30 temel ve 30 özel program ile farklı hastalık ve ihtiyaçlara özel, kişiselleştirilebilir tedavi protokolleri oluşturulabilir.

PEMF cihazı

Elektromanyetik stimülasyon

Güvenli ve Non-Invaziv

Magrex-L, doğal, non-invaziv ve yan etkisiz bir terapi seçeneği sunar. Klinikler için güvenilir bir çözüm olarak hem hasta konforunu hem de tedavi etkinliğini artırır.

Yüksek Performanslı Stimülasyon

Kişiselleştirilmiş Tedavi Protokolleri

Farklı Uygulamalar İçin Esnek Yapı

Cihaz Kullanım Rehberi

Uygulama ve Cihaz Bilgileri

Tıbbi cihazlarımızın doğru, güvenilir ve uluslararası standartlara uygun bir şekilde kullanılabilmesi için en çok merak edilen konuları bu bölümde yanıtladık. Bağlantı yöntemlerinden batarya ömrüne, sertifikalardan teknik destek süreçlerine kadar tüm detaylara kolayca ulaşabilirsiniz.

8 şekilli veya dairesel bobin seçeneği

Android, iOS (Wi-Fi bağlantılı) ve Windows sistemleriyle tam uyumludur.

Maksimum 7.5 Tesla manyetik alan gücü

2800 mAh batarya ile 3 saat aktif kullanım, 48 saat standby süresi sunar.

30 temel ve 30 özel tedavi programı

Evet, cihaz FDA, CE, ISO ve TCA sertifikalarına sahiptir. Klinik kullanım için uygundur.

10 inç dokunmatik grafik kullanıcı arayüzü

802.11n Wi-Fi üzerinden 2.4GHz veya 5GHz bağlantı ile görüntüler mobil cihaza aktarılır.

230 mm ve 170 mm prob seçenekleri

Cihaz JPEG, MP4 ve DICOM formatlarında kayıt alabilir. Görüntüler e-posta veya PACS sistemi üzerinden paylaşılabilir.

150Hz'e kadar uyarım frekansı

Cihaz JPEG, MP4 ve DICOM formatlarında kayıt alabilir. Görüntüler e-posta veya PACS sistemi üzerinden paylaşılabilir.

Kas, Sinir ve Beyin Sağlığında Yenilikçi Manyetik Alan Çözümleri

MagRex Dairesel ve 8 Tipi Bobinin Özellikleri

“MagRex, ileri manyetik alan teknolojisiyle kas, sinir ve beyin sağlığında etkili çözümler sunar. Pelvik sağlık tedavisinden kas rehabilitasyonuna, ağrı yönetiminden odaklı beyin stimülasyonuna kadar geniş bir uygulama alanına sahiptir.

Pelvik Sağlık Tedavisi

Pelvik taban kaslarını güçlendirerek idrar kaçırma gibi ürolojik problemleri azaltmaya yardımcı olur.

Ağrı kesici

Kas ve sinir uyarımı yoluyla dolaşımı artırır, kronik ve bölgesel ağrıların giderilmesine destek olur.

Kas Rehabilitasyonu

Çekirdek kasları hedef alarak sırt ağrılarının hafifletilmesini ve postürün iyileştirilmesini destekler.

Odaklı Beyin Stimülasyonu

Yuvarlak bobin tasarımıyla belirli beyin bölgelerine etkili ve güvenli elektromanyetik uyarım sağlar.

Derin Doku Etkisi

Beynin iç yapısına ulaşan manyetik alan tasarımıyla derinlemesine nörolojik terapi sunar.

Sıkça Sorulan Sorular

PEMF Manyetik Terapi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

PEMF teknolojisi, hücresel düzeyde enerji üretimini destekleyerek kas, sinir ve kemik dokularında doğal iyileşmeyi teşvik eder. Aşağıda en çok merak edilen soruları bulabilirsiniz.

  • Mikroskobik Etki Mekanizması:
    PEMF terapisi, Faraday’ın elektromanyetik indüksiyon prensibiyle, zamanla değişen manyetik alanlar üreterek, doku içerisinde mikroskobik elektrik akımları indükler. Bu akımlar; hücre zarındaki voltage-dependent iyon kanallarını (özellikle kalsiyum, sodyum ve potasyum kanalları) modüle ederek membran polarizasyonunu ve depolarizasyonu düzenler. Böylece hücresel metabolizma, ATP üretimi ve sinyal iletiminde önemli değişiklikler sağlanır.
  • Derin Doku Stimülasyonu:
    Mekanik cihazlar genellikle sadece yüzeysel doku manipülasyonuna imkan verirken, optimize edilmiş coil tasarımı ve pulse parametreleri ile PEMF, 10 cm’ye kadar derin dokulara nüfuz ederek, derin kas, sinir ve bağ dokularında biyolojik aktivasyonu hedef alır.
  • Non-invaziv ve Konforlu Uygulama:
    Elektrot teması veya doğrudan mekanik baskı gerektirmeyen PEMF, cilt irritasyonunu veya mekanik travmayı minimize eder; bu da tedavi süresince hastanın konforunu artırır.
  • Rejeneratif ve Modülatif Etki:
    PEMF; inflamatuar sitokin üretimini azaltma, mikro dolaşımın iyileşmesi ve hücresel onarım mekanizmalarının (DNA onarımı, protein sentezi) tetiklenmesi gibi geniş kapsamlı biyomodülatör etkiler sağlar.
  • Fizyopatolojik Etki Mekanizması:
    – TENS: Elektrotlar aracılığıyla uygulanan doğrudan elektriksel akım, “gate control” teorisi çerçevesinde, nociceptif sinyallerin dorsal horn’a iletimini geçici olarak inhibe eder. Bu yöntem, kısa süreli analjezi sağlar ancak temel patofizyolojik süreci modüle etmez.
    – PEMF: İndüklenen elektriksel alanlar, hücresel metabolizma ve mitokondriyal fonksiyonları (ATP üretimi) yeniden düzenler; iltihaplanmayı azaltır ve sinir- kas iletiminde nöroplastisiteyi destekler. Bu mekanizma, kronik ağrı durumlarında altta yatan doku hasarının ve inflamatuar yanıtın modülasyonu açısından daha etkilidir.
  • Etki Derinliği ve Sürekliliği:
    TENS, elektrot yerleşimi ve cilt impedansı nedeniyle genellikle yüzeyel sinir liflerine etki eder; PEMF ise derin doku uyarımına imkan tanır.
  • Klinik Uygulama Sonuçları:
    Kronik bel ağrısı, fibromiyalji ve osteoartrit gibi durumlarda, PEMF’in dokuların rejeneratif kapasitesini artırdığı, ağrı semptomlarını uzun süreli azalttığı gözlemlenmiştir.
  • Doku İletkenliği ve İmpedans Sorunları:
    Direkt elektriksel stimülasyon, cilt ve altındaki dokuların yüksek direnç değerleri nedeniyle yeterli derinlikte uyarım sağlamak için yüksek voltaj gerektirir; bu durum cilt yanıkları, ağrı ve istenmeyen tetanik kontraksiyonlara yol açabilir.
  • Manyetik Alanın Pasif Geçirgenliği:
    Manyetik alanlar, biyolojik dokular tarafından neredeyse dirençsiz geçer; böylece homojen ve derinlemesine uyarım sağlanır.
  • Hassas Hücresel Modülasyon:
    Indüklenen elektriksel alanlar, hücre membranının elektrofizyolojik özelliklerini nazikçe modüle ederek, istenmeyen yan etkileri minimuma indirir.
  • Elektromanyetik İndüksiyon:
    Zamanla değişen manyetik alanlar, Faraday’ın indüksiyon yasasına uygun olarak, doku içerisinde mikro elektrik akımları üretir.
  • Hücre Membranında Depolarizasyon:
    İndüklenen elektriksel alan, hücre zarındaki iyon kanallarını açarak sodyum ve kalsiyum gibi pozitif iyonların hücre içine girişini tetikler. Belirli bir eşik değeri aşılması durumunda, voltage-gated iyon kanalları açılarak aksiyon potansiyeli başlatılır.
  • Nörofizyolojik Sonuç:
    Oluşan aksiyon potansiyelleri, sinaptik iletim ve kas kontraksiyonu gibi biyolojik işlevlerin düzenlenmesinde rol oynar; bu mekanizma, PEMF’in hücresel “yeniden şarj” etkisinin temelini oluşturur.
  • Temel Uygulama Farklılıkları:
    – MR Cihazları: Yüksek sabit manyetik alan (genellikle 1.5–3 Tesla, bazı uygulamalarda daha yüksek) ve belirli radyo frekans (RF) pulse dizileri kullanılarak protonların manyetik rezonansı sağlanır. Bu sistem, doku görüntülemesi amacıyla protonların hizalanması ve sinyal kaydı üzerine kuruludur.
    – PEMF Cihazları: Kontrollü, kısa darbe şeklinde manyetik alanlar üreterek, hücresel metabolizma, inflamatuar yanıt ve doku rejenerasyonu gibi terapötik hedeflere yönelik elektrofizyolojik uyarım gerçekleştirir.
  • Pulse Parametreleri ve Uygulama Süresi:
    MR pulse’ları, görüntü kontrastı ve sinyal yoğunluğu elde etmek amacıyla optimize edilmiştir; bu nedenle doku uyarımı değil, rezonans ve sinyal alınması hedeflenir. PEMF’de ise pulse süresi, frekans ve yoğunluk, tedavi edici biyomodülasyon için ayarlanır.
  • Alan Dağılımı:
    MR uygulamasında alan homojen olup, görüntüleme amacıyla geniş bir hacimde sabit tutulurken; PEMF, lokalize alanlarda hedefe yönelik uyarım oluşturur.
  • Coil Tasarımı ve Alan Odaklanması:
    PEMF sistemlerinde kullanılan coil’ler, elektromanyetik alanın dağılımını ve yoğunluğunu istenen hedef bölgeye odaklayacak şekilde mühendisliksel olarak tasarlanır. Bu sayede, yüzeyde aşırı uyarım meydana gelmeden derin dokulara yönelik yüksek yoğunluklu stimülasyon sağlanır.
  • Dokuların Fizyolojik Özellikleri:
    Kas, yağ ve bağ dokularının iletkenlik ve dielektrik sabitleri farklılık gösterir; bu özellikler, manyetik alanın dokular içindeki dağılımını belirler. İyi ayarlanmış parametrelerle, yüzeysel dokularda minimal uyarım olurken, derin dokularda istenen elektrofizyolojik etkiler ortaya çıkar.
  • Hedefe Yönelik Nöromodülasyon:
    Uygulama alanının belirlenmesi ve coil konfigürasyonunun optimize edilmesiyle, elektromanyetik alanın penetrasyonu pelvik taban, mesane çevresi ve derin sinir ağları gibi hedef bölgelerde yoğunlaştırılır.
  • Frekans ve Darbe Parametreleri:
    Spesifik frekans aralıkları ve darbe genişlikleri, derin sinirlerin elektrofizyolojik özelliklerine uygun olarak ayarlanır. Böylece, yüzeysel sinirlerde minimal uyarım meydana gelirken, derin bölgelerde sinaptik modülasyon ve nöroplastisite tetiklenir.
  • Homojen Alan Dağılımı:
    İlgili coil ve uygulama protokolleri, yüzeysel dokularda algılanan uyarımın eşitlenmesini sağlarken, derin doku aktivitesinde nörojenik ve miyogenik yanıtları optimize eder.
  • Piezoelektrik Benzeri Uyarım:
    PEMF, kemik dokusunda mekanik yüklenme sonucu ortaya çıkan piezoelektrik etkiyi taklit eder; bu etki, kemik matriksinde yer alan osteoblastların aktivasyonunu ve proliferasyonunu tetikler.
  • İyonik ve Sinyal Yolakları Modülasyonu:
    İndüklenen elektriksel alanlar, osteoblast hücrelerinde kalsiyum girişini ve hücresel sinyal iletimini (örneğin, BMP, Wnt/β-catenin, MAPK yolları) artırarak, kemik matriksinin sentezini ve mineralizasyonunu destekler.
  • Mikrodolaşımın Artırılması:
    Bölgedeki mikrokanülerin genişlemesi ve oksijen ile besin maddelerinin transferinin iyileştirilmesi, kemik rejenerasyon sürecini hızlandırır ve kırık iyileşmesinde klinik olarak olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlar.
  • Parametrik Optimizasyon:
    PEMF cihazlarında kullanılan pulse genişliği, frekans ve yoğunluk, tetanik kas kontraksiyonlarının tetiklenmeyeceği, hassas ve kontrollü uyarım seviyelerine ayarlanmıştır.
  • Anti-inflamatuar ve Metabolik Modülasyon:
    İndüklenen mikro akımlar, pro-inflamatuar medyatörlerin (ör. TNF-α, IL-6) ifadesini baskılayarak ödemi ve inflamasyonu azaltır; aynı zamanda ATP üretimini artırıp hücresel onarım süreçlerini aktive eder.
  • Mikrodolaşımın İyileştirilmesi:
    Uygulanan manyetik alan, bölgedeki kan akımını artırarak, oksijen ve besin maddelerinin hasarlı dokulara taşınmasını kolaylaştırır; böylece hücresel rejenerasyon hızlanır ve yaralanmanın kötüleşmesi önlenir.
  • Derinlik ve Etki Alanı:
    Klinik uygulamalarda, uygun coil tasarımı ve pulse parametrelerinin optimizasyonu ile 7.5 Tesla indüksiyon yoğunluğu, yaklaşık 10 cm derinlikteki doku tabakalarına etkili elektrofizyolojik uyarım sağlayabilmektedir.
  • Tedavi Hedefleri:
    Bu penetrasyon, derin kas, kemik ve sinir dokuları gibi terapötik açıdan hedeflenen yapıların modülasyonu için yeterli kabul edilmektedir.
  • Manyetik Geçirgenlik:
    Biyolojik dokuların manyetik geçirgenliği, hava ile benzer olup, kemik ve ligament gibi yapıların varlığı manyetik alanın dağılımını anlamlı derecede engellemez.
  • Derin Uyarım Yeteneği:
    Uygulanan manyetik alan, kemik ve ligament dokuları üzerinden geçerek, intervertebral disk ve çevresindeki yumuşak dokulara ulaşır. Bu, disk içerisindeki hücrelerin de elektrofizyolojik olarak modüle edilmesine olanak tanır.
  • Klinik Uygulama:
    Rejeneratif tedavi protokollerinde, intervertebral disk hücrelerinde de anabolik uyarım sağlanarak disk matriksinin onarımı desteklenmektedir.
  • Lokalize Uygulama ve Alan Sınırlandırması:
    Uygulamada kullanılan coil’ler, elektromanyetik alanın alan hacmini hedef bölgeyle sınırlayacak şekilde tasarlanmıştır. Boyun kas-iskelet sistemi üzerinde yoğunlaşan alan, merkezi sinir sisteminin hassas yapılarına (örneğin beyin sapına) ulaşmadan, lokalize etki sağlar.
  • Düşük Enerji ve Kısa Pulse Süreleri:
    Uygulanan pulse’lar, kısa süreli ve düşük toplam enerji içeriğine sahip olup, merkezi sinir sisteminde istenmeyen uyarıcı etki oluşturmaz.
  • Klinik Güvenlik:
    Klinik veriler, lokalize PEMF tedavisi sırasında beyin sapı gibi kritik bölgelerde nörolojik yan etki gözlenmediğini göstermektedir.
  • Hücresel ve Moleküler Uyarım:
    Mekanik yöntemler, yalnızca doku yüzeyinde fiziksel deformasyon ve geçici kan dolaşımının artışı sağlar; bu, genellikle semptomatik ve kısa süreli rahatlama ile sınırlıdır.
  • Derinlemesine Modülasyon:
    PEMF terapisi, hücre membranı potansiyelini modüle ederek, iyonik akış, ATP sentezi ve sinyal transdüksiyon mekanizmalarını yeniden düzenler. Bu sayede, kas spazmının altında yatan nörofizyolojik ve inflamatuar patolojiler hedef alınır.
  • Uzun Süreli Fonksiyonel İyileşme:
    Hücresel metabolizmanın optimize edilmesi, kas dokusunun onarım süreçlerinin hızlanmasına ve spazmların tekrarlanma sıklığının azalmasına neden olur.
  • Non-invaziv ve Konforlu Uygulama:
    PEMF uygulaması, ciltle doğrudan temas gerektirmediğinden, mekanik travma veya aşırı basınç kaynaklı yan etkilerden kaçınır ve hastada daha yüksek konfor sağlar.

1. İndüklenen Elektrik Alan Şiddeti ve Hücresel Uyarım:
PEMF tedavisi, Faraday’ın elektromanyetik indüksiyon prensibine dayanır. 7.5 Tesla gibi yüksek bir manyetik alan, dokular içerisinde daha yüksek şiddette indüklenen elektrik alanlar oluşturur. Bu güçlü alan, hücre zarındaki voltage-dependent iyon kanallarının (özellikle kalsiyum, sodyum ve potasyum kanalları) etkinliğini modüle ederek, hücresel depolarizasyon ve yeniden polarizasyon süreçlerini tetikler. Sonuç olarak, ATP üretimi, metabolik aktivite ve hücresel onarım mekanizmaları (DNA onarımı, protein sentezi, gen ekspresyonu) daha etkin şekilde harekete geçirilir. Düşük Tesla (örneğin 2.5 Tesla) bu biyomodülasyon için yeterli uyarım eşiğini sağlayamayabilir.


2. Derin Doku Penetrasyonu:
Manyetik alanın dokulara nüfuz edebilme kapasitesi, alan şiddeti ile doğru orantılıdır. 7.5 Tesla, optimize edilmiş coil tasarımı ile yaklaşık 10 cm derinliğe kadar etkin indüksiyon sağlayabilir. Bu, kas, kemik ve sinir gibi derin yapıların tedavisinde kritik bir avantaj sunar; çünkü bu dokulara ulaşmak, düşük Tesla seviyelerinde sınırlı kalır. Böylece, sadece yüzeysel semptomatik rahatlamanın ötesinde, altta yatan patofizyolojik süreçlerin modülasyonu mümkün olur.


3. Teknisyenik Avantajlar ve Pulse Parametreleri:
Magrex cihazında kullanılan 7.5 Tesla indüksiyon, yüksek yoğunluklu, kısa darbe (örneğin 300 mikrosaniye pulse genişliği ve 150 Hz’e kadar frekans) uygulamalarına olanak tanır. Bu parametreler, hücresel membran potansiyelinin hassas bir şekilde yeniden düzenlenmesini ve derin dokuların uyarılmasını sağlar. Yüksek Tesla sayesinde, hem yüzeysel hem de derin doku uyarımı optimizasyonu yapılır; bu, tedavi verimliliğini ve klinik sonuçları artırır.


4. Biyomodülatif ve Rejeneratif Etki:
7.5 Tesla’lık yüksek manyetik alan, dokular içindeki mikroakım yoğunluğunu artırır. Bu, hücresel düzeyde piezoelektrik benzeri bir uyarım yaratarak osteoblastik aktiviteyi, sinaptik modülasyonu ve anti-inflamatuar yanıtları güçlendirir. Sonuç olarak, kemik yenilenmesi, doku rejenerasyonu ve ağrı modülasyonu gibi klinik hedeflere ulaşmada daha etkin bir etki mekanizması devreye girer.


5. Güvenlik ve Kontrollü Uygulama:
Her ne kadar yüksek Tesla düzeyleri potansiyel riskler barındırabilse de, Magrex cihazı, gelişmiş pulse şekillendirme teknolojisi ve patentli soğutma (serpentine coil cooling) sistemleri sayesinde, istenmeyen termal etkileri ve yan etkileri minimize edecek şekilde tasarlanmıştır. Bu sayede, 7.5 Tesla, güvenli ve kontrollü bir ortamda terapötik uyarım sağlarken, klinik uygulamalarda optimum etkinliği mümkün kılar.


Sonuç:
Magrex cihazının 7.5 Tesla kapasitesi, 2.5 Tesla gibi daha düşük güçlerle elde edilemeyecek düzeyde derin doku penetrasyonu, güçlü hücresel uyarım ve daha yüksek biyomodülasyon sağlar. Bu, hem akut hem de kronik durumlarda, özellikle derin kas, kemik ve sinir dokularının tedavisinde; doku rejenerasyonunu, inflamasyonun azaltılmasını ve ağrı yönetimini maksimum düzeyde destekleyerek, klinik başarıyı artırır.
Bu kapsamlı teknik ve biyofiziksel farklar, Magrex cihazının tercih edilmesinde temel etkenler olarak öne çıkmaktadır.

1. Elektrofizyolojik ve Hücresel Uyarım:


• Yüksek İndüksiyon Gücü:
7.5 Tesla, Faraday’ın indüksiyon prensibi doğrultusunda, dokular içerisinde çok daha yüksek şiddette indüklenmiş elektrik alanlar oluşturur. Bu, hücre zarındaki voltage-dependent iyon kanallarını (özellikle kalsiyum, sodyum ve potasyum kanalları) daha etkin biçimde modüle eder. Sonuç olarak, hücresel depolarizasyon, ATP sentezi ve metabolik aktiviteler daha güçlü tetiklenir.


• Derin ve Homojen Uyarım:
Yüksek Tesla değeri, optimize edilmiş coil tasarımı ile yaklaşık 10 cm’ye kadar derin doku penetrasyonu sağlar. Bu, özellikle kronik ağrı, kemik iyileşmesi ve derin kas-sinir rejenerasyonu gibi uygulamalarda, yüzeysel uyarımın ötesinde, temel patofizyolojik süreçlerin modülasyonunda avantaj sunar.


2. Klinik Etkinlik ve Kanıtlar:


• Rejeneratif ve Anti-inflamatuar Etki:
Klinik çalışmalar ve preklinik modeller, 7.5 Tesla PEMF uygulamalarında osteoblast aktivitesinin artması, mikro dolaşımın iyileşmesi ve inflamatuar yanıtların baskılanması gibi biyomodülasyonların, daha düşük Tesla cihazlara göre daha belirgin olduğunu göstermektedir. Bu durum, özellikle kemik kırıkları, osteoporoz ve kronik kas-iskelet sistemleri problemlerinde klinik iyileşme süresini kısaltma potansiyeline işaret eder.


• Uzun Süreli Klinik Sonuçlar:
Mevcut literatürde, yüksek yoğunluklu PEMF uygulamalarının (örneğin 7.5 Tesla) sinirsel ve kas-iskelet sistemi üzerindeki etkileri, sadece semptomatik analjeziden ziyade dokuların rejeneratif kapasitesini artırdığına dair bulgular yer almaktadır. Ancak, bu yüksek Tesla seviyesinin sağladığı klinik avantajların uzun dönemli ve geniş hasta gruplarında daha fazla doğrulanması gerekmektedir.


3. Teknik ve Ekonomik Değerlendirme:


• Teknik Üstünlük:
Yüksek Tesla, daha derin ve etkili hücresel uyarım sağlar; bu, tedavi parametrelerinin hassas bir şekilde ayarlanabilmesi ve istenmeyen yan etkilerin (örneğin, termal yüklenme) gelişmemesi için gelişmiş soğutma ve pulse şekillendirme teknolojileri ile desteklenir. Bu teknik avantajlar, yüksek yoğunluklu alanın klinik etkinliğini artırır.


• Fiyat ve Maliyet Etkinliği:
7.5 Tesla cihazlar, üretim ve teknolojik altyapı açısından daha maliyetli olabilir. Ancak, klinik verimlilik, tedavi süresinin kısalması ve iyileşme oranlarının artması gibi faktörler, uzun vadede maliyet-etkinlik analizi yapıldığında, yüksek Tesla cihazların fiyat farkını haklı çıkarabileceğini göstermektedir.


• Sonuç:
Mevcut tıbbi literatür ve teknik veriler, 7.5 Tesla PEMF cihazlarının 2.5 Tesla’ya kıyasla;
• Hücresel uyarım şiddeti, derin doku penetrasyonu ve biyomodülasyon etkinliği açısından üstün olduğunu;
• Özellikle kronik ve derin doku problemlerinde rejeneratif ve anti-inflamatuar etkilerini güçlendirdiğini;
• Gelişmiş teknolojik özellikleri sayesinde, klinik iyileşme sürelerini kısaltarak tedavi başarısını artırabileceğini göstermektedir.

Precision Tools for Better
Health and Care Solutions